19.04.2010

Kan ve Kum

Başarılı televizyon yapımlarına imza atmak aslında çok da zor değil. Bunun birinci sebebi TV'de hem başarılı olmuş hem de olmamış birçok örnek var dolayısıyla da ne yapmak ve yapmamak gerektiğini görmek çok kolay. Elbette bunu çekecek bütçe bulmak ve kanala kabul ettirmek ayrı bir konu. Ayrıca amaç daha alternatif, yapılmamış bir şey bulmaksa, iş daha da zorlaşabilir.

Bugün bahsedeceğim örnek ise alternatif veya orijinal değil, tam tersine, bilindik iyi formülleri çok iyi harmanlamış ve sonucunda çok başarılı olmuş bir yapım.

Spartaküs'ün hikayesini anlatan Spartacus: Blood and Sand, 300 ve Gladyatör filmlerinin bir karışımı. 300 filmindeki görsellerin Gladyatör'deki hikayeyle birleştiği bu 2010 yapımı dizinin ilk göze çarpan özelliği cesur olması. Zamanında Nip / Tuck, Six Feet Under veya Tudors için kullandığımız bu kelime Spartacus: Blood and Sand ile daha da yeni bir boyut kazanmış, bunun yanında diğerleri çok masum kalıyor.

Burada bahsedilen cesaret, vahşet ve şehvet sahnelerinde sonuna kadar geçerli. Neyse ki dizi, bu konuda iki önemli şeyi başarıyor. İlki, dizi sadece bu sahnelere güvenen ve gerisi boş bir dizi değil, tam tersine, hem hikaye hem de oyunculuk iyi olduğu için, çekim ve görsellerin etkisi daha da güçlü oluyor. İkincisi ise bu sahneler genelde çok estetik ve sanatsal bir şekilde sunulduğu için itici olmak yerine çekici olmayı başarabiliyor.

Spartaküs rolünde Andy Whitfield oynuyor, diğer tanıdık simalar ise Mumya filmindeki John Hannah ve de Xena dizisinin başrol oyuncusu (ki kendisi Battlestar Galactica'da da uzun ve önemli bir rol almıştı) Lucy Lawless.

Sonuç olarak Spartacus: Blood and Sand, sürükleyici hikayesi, düşmeyen temposu, harika görselleri ve görülmemiş cesaretiyle son yılların en başarılı dizilerinden biri. Her bölümü yaklaşık 1 saat süren dizi izleyiciye her bölümde sinematik bir şölen yaşatıyor. Resmi fragmanı aşağıda izleyebilirsiniz, şiddetle tavsiye ediyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder