26.07.2010

Bağlanmayacaksın

Bağlanmayacaksın bir şeye
Öyle körü körüne
“O olmazsa yaşayamam” demeyeceksin
Demeyeceksin işte
Yaşarsın çünkü

Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki
Çok sevmeyeceksin mesela
O daha az severse kırılırsın
Ve zaten genellikle o daha az sever seni
Senin onu sevdiğinden.

Çok sevmezsen çok acımazsın
Çok sahiplenmeyince
Çok ait de olmazsın hem
Çalıştığın binayı
Masanı, telefonunu, kartvizitini
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.

Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları
Mesela kuzey yıldızı
Senin yıldızın olacak
“O benim” diyeceksin
Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir şeylerin...
Mesela gökkuşağı senin olacak

İlle de bir şeye ait olacaksan,
Renklere ait olacaksın,
Mesela turuncuya,
Ya da pembeye,
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden
Çok ait olmadan yaşayacaksın
Senin değillermiş gibi davranacaksın
Hem hiçbir şeyin olmazsa
Kaybetmekten de korkmazsın
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın
Çok eşyan olmayacak mesela evinde
Paldır küldür yürüyebileceksin
İlle de bir şeyleri sahipleneceksen
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin

Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi
Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat
İlişik yaşayacaksın
Ucundan tutarak…

Can Yücel

***

İnsanların bize, bizi sevebilecek kadar yaklaşmaları için, incitebilecek kadar yaklaşmaları gerekir; ve adı üzerinde yaklaşan varlık ‘insan’ olduğu için, istemese de hata yapacak ve bizi üzecektir. Elbette aynı şey bizler ve bizim yaklaşıp da üzdüklerimiz için de geçerli.

İşte bu yüzden çok bağlanmamak lazım birilerine veya bir şeylere, çünkü ne kadar çok bağlanırsak, o kadar çok inciniriz. Ne kadar çok incinirsek de, o kadar çok acı çekeriz.

Okuduğum bir makalede "Güven başkasına karşı incinebilir olma isteğidir" diyordu (Mayer et al., 1995). Demek ki, birilerine güvenirken veya onları severken, hepimiz gönüllü bir risk alıyoruz. Aldığımız riske de herhalde bir şekilde değiyor ki, kederden göçsek de pişman olmuyor, aynı riskleri almaya devam ediyoruz. Sanırım burada önemli olan, aldığımız riskin sonuçlarına katlanabilecek güçte olmak.

Yani… her ne kadar birilerine bağlı olsak da, nihayetinde bir birey olabilmek. Kendi kendimize mutlu olamasak da, en azından mutsuz olmamayı öğrenebilmek. Çünkü sonuçta her şey değişiyor; sanırım bütün bu değişenlere rağmen savrulmadan yerinde durabilmek önemli olan…

Galiba bu yüzden bağlanmamak lazım diyor şair, yalnızlığın nankörlüğünden dem vuran, sevginin önemi üzerine sayısız mısralar yazan tüm şairleri biraz da karşısına alarak. Cesurdan ziyade gerçekçi, hatta çaresiz ve savunmasız bir ruh haliyle.

Bunu yapabilenlerimizin sayısı ise…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder