19.07.2010

farkındayım, farkındayım...

Beni tanıyanlar zaten farkındadır; var olan en bencil, benmerkezci, benden bağımsız olaylara karşı duyarsız ve vurdumduymaz, kapitalist, ve de politik ve ekonomik farkındalığı en az olan insanlardan biriyim. Bunu elbette gurur duyar bir tavırda söylemiyorum, hatta önemli eksiklerimin olduğunu da biliyorum, ama en azından dürüst ve kendimin farkında olduğumu düşünüyorum.

Bununla birlikte, bazı duyarlılıkların ve farkındalıkların da yarardan çok zarar getirebileceğini düşünüyorum. Örneğin, yakın bir zamanda Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’na (TEGV) üye oldum ve sosyo-ekonomik konularda daha duyarlı olan bir arkadaşımla bu güzel haberi paylaşmak istedim. Arkadaşımdan aldığım yorum “biz orayı da sevmiyoruz, onlar xxx partisinin kalesi” şeklinde oldu.

Herkesin anlayışına ve bu anlayış çerçevesindeki hareketlerine saygım var, ancak yukarıda bahsettiğim mantalite bana çok anlamlı gelmiyor. Örneğin TEGV’de gönüllü olarak yardıma ihtiyacı olan çocuklara hem maddi hem de manevi gerekli yardım, daha da önemlisi eğitim sağlanabilir. Üstelik bunu yaparken, gönüllülere önemli rol yüklendiği için, herhangi bir partinin kalesi olup olmaması hiçbir şey fark etmiyor, sonuçta çocuklarla birebir iletişim içinde olanlar gönüllülerin kendileri. Dolayısıyla, buradaki, vakfın hangi partiye yakın olduğuna dair aşırı farkındalık, çocuklara yardım edecek gönüllülük konusunda bir tedirginlik ve isteksizlik olarak geri dönüyor.

Bence, ‘farkında’ olan herkesin asıl farkında olması gereken husus, hareket gücü olanların bu güçlerini doğru hareketlerde kullanmaları. Yani, her ne kadar eylemlere gitmek bir fikir beyanı olsa da, bana kalırsa eylemlerin büyük çoğunluğu yaptırım gücü olmayan beyanlardan öteye gidemiyor. Oysa ki eğitim alanında yapılan yardımlar, etkileri direkt görülebilen, ve de ülkedeki en temel soruna çözüm olmaya çalışan yardımlardır.

Tekrar ediyorum, burada kesinlikle özenti, görmemiş bir yeni gönüllü ukalalığı yapmaya çalışmıyorum. Tam tersine, başta da dediğim gibi, kişisel özelliklerim itibariyle bu gönüllülük işine ne kadar devam edeceğim bile tartışmaya açık. Bunu açıkça söyleyebilmemin en önemli sebebi, ben kendimi politik veya siyasi görüşüme göre tanımıyor, tanımlamıyor ve tanıtmıyorum. Ancak bunu yapan insanlara saygı duymamı sağlayan şey yaptıklarının ve düşündüklerinin arkasındaki sağduyudur. Kendini insanlığın iyiliğine adamış olarak tanımlayan birinin, elindeki kaynağı, sırf bir vakfın kendi fikrine uymayan bir partiye meyilli olduğu rivayetinden dolayı çocuklara yardım etmek için harcamak yerine dünyanın öbür ucunda olan bir olay için eylem yapmaya harcıyorsa, o zaman kafamda soru işaretleri oluşuyor. Elbette dünyanın öbür ucunda olan olay çok önemli olabilir, ama o konuda en fazla yürüyüş yapabilirken, burada çocuklara direkt ve birebir etki etme şansı mevcut. Fikri seçimlerin doğrusu olmayabilir, ama mantıklısı elbette vardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder