Hayatımıza giren yeni servis, teknoloji, kanun ve hizmetler, etiket ve tanıtım olarak o kadar albenili sunuluyor ki, bu yeniliklerin gelişim sürecindeki boşluklar ve hazırlıksız ve plansız yapılanmanın sonuçlarını ancak yenilikler yürürlülüğe girdikten sonra fark ediyoruz. Elbette o zaman da düzeltilmesi beklenilen ve var olan haliyle yetersiz olan bir hizmetler sürüsü ortaya çıkıyor, biz de el mahkum, bize sunulan seçenekler en fazla bu kadar olduğu için, onları kullanmak durumunda kalıyoruz.
Bu yeniliklerden ilki büyük umutlarla ulaşıma başlayan Metrobüs servisi. Milyon avrolar harcanılarak alınan metrobüslerden her ay en az birinin bozulması ise altyapısız hizmet sunmanın trajikomik sonuçlarından biri. Buna benzer bir durum da sigara yasağı kanununda söz konusu. Kanun çıktı çıkmasına ama, o kadar belirsiz bir şekilde çıktı ki, kimse hangi mekanın neresinde sigara içilebilir, neresinde içilemez tam olarak bilinmiyor. Üstelik sigara içmek isteyen insanlara herhangi bir alternatif de sunulmadığı için, bu insanlar sigarayı kapı önleri, bina girişleri ve sokaklarda içmek durumunda kalıyor. Ben kendim sigara içmeyen bir insan olarak, kanunu her ne kadar desteklesem de, bu şekilde belirsiz ve yarım yamalak uygulanması ne hoşuma gidiyor, ne de içime siniyor.
Bahsettiğim yeniliklerden en sonuncusu ise tüm operatörlerin aylardır yoğun bir şekilde reklamını yaptığı 3G teknolojisi. Temel olarak daha hızlı bilgi erişimi ve aktarımını içeren bu teknoloji, öncelikle çok yanıltıcı bir şekilde reklamlandırıldı. Birçok reklamda görüntülü konuşma yapanlara baktığımızda, iki tarafın da birbirlerini çok kaliteli ve net görüntülerle izlediği gösteriliyor. Oysa ki gerçek hiç öyle değil, bir kere reklamlardaki kadar kaliteli görüntülü iletişim sunan herhangi bir telefon yok. Tam tersine çoğu telefonda görüntülü görüşme yaparken VGA kameralar kullanıldığı için pikselleri sayılabilecek derecede düşük çözünürlükte görüntüler ortaya çıkıyor, dolayısıyla bu hizmet, en azından şu an için, büyük bir hayal kırıklığı olmaktan öteye gidemiyor. 3G hızında internete bağlanmak ise başlı başına bir mesele, bunun sebebi ise 3G teknolojisinin birçok yerde sinyal gücü yeterli olmadığı için çekmemesi. Bu durumun sonucunda da düşük sinyal gücüyle 3G bağlanmak, daha önceki teknoloji olan EDGE ile bağlanmaktan daha uzun sürebiliyor. MobilTV servisi ise genellikle düzgün bir şekilde çalışmasına rağmen kanallara her zaman bağlanılamaması ve de kanal sayısı azlığı gibi sorunları var.
Bu kadar sonuç odaklı bir toplum ve sistemde bahsettiğim bu durumların yaşanması aslında çok doğal. Yine de insan bazen, belki bu sefer bir şeyler daha doğru yapılır ümidiyle yeniliklere kucak açmak istiyor. Sonuçta ise genellikle hiçbir yenilik olmuyor, büyük ve anlamsız bir hayal kırıklığı.
Bu yeniliklerden ilki büyük umutlarla ulaşıma başlayan Metrobüs servisi. Milyon avrolar harcanılarak alınan metrobüslerden her ay en az birinin bozulması ise altyapısız hizmet sunmanın trajikomik sonuçlarından biri. Buna benzer bir durum da sigara yasağı kanununda söz konusu. Kanun çıktı çıkmasına ama, o kadar belirsiz bir şekilde çıktı ki, kimse hangi mekanın neresinde sigara içilebilir, neresinde içilemez tam olarak bilinmiyor. Üstelik sigara içmek isteyen insanlara herhangi bir alternatif de sunulmadığı için, bu insanlar sigarayı kapı önleri, bina girişleri ve sokaklarda içmek durumunda kalıyor. Ben kendim sigara içmeyen bir insan olarak, kanunu her ne kadar desteklesem de, bu şekilde belirsiz ve yarım yamalak uygulanması ne hoşuma gidiyor, ne de içime siniyor.
Bahsettiğim yeniliklerden en sonuncusu ise tüm operatörlerin aylardır yoğun bir şekilde reklamını yaptığı 3G teknolojisi. Temel olarak daha hızlı bilgi erişimi ve aktarımını içeren bu teknoloji, öncelikle çok yanıltıcı bir şekilde reklamlandırıldı. Birçok reklamda görüntülü konuşma yapanlara baktığımızda, iki tarafın da birbirlerini çok kaliteli ve net görüntülerle izlediği gösteriliyor. Oysa ki gerçek hiç öyle değil, bir kere reklamlardaki kadar kaliteli görüntülü iletişim sunan herhangi bir telefon yok. Tam tersine çoğu telefonda görüntülü görüşme yaparken VGA kameralar kullanıldığı için pikselleri sayılabilecek derecede düşük çözünürlükte görüntüler ortaya çıkıyor, dolayısıyla bu hizmet, en azından şu an için, büyük bir hayal kırıklığı olmaktan öteye gidemiyor. 3G hızında internete bağlanmak ise başlı başına bir mesele, bunun sebebi ise 3G teknolojisinin birçok yerde sinyal gücü yeterli olmadığı için çekmemesi. Bu durumun sonucunda da düşük sinyal gücüyle 3G bağlanmak, daha önceki teknoloji olan EDGE ile bağlanmaktan daha uzun sürebiliyor. MobilTV servisi ise genellikle düzgün bir şekilde çalışmasına rağmen kanallara her zaman bağlanılamaması ve de kanal sayısı azlığı gibi sorunları var.
Bu kadar sonuç odaklı bir toplum ve sistemde bahsettiğim bu durumların yaşanması aslında çok doğal. Yine de insan bazen, belki bu sefer bir şeyler daha doğru yapılır ümidiyle yeniliklere kucak açmak istiyor. Sonuçta ise genellikle hiçbir yenilik olmuyor, büyük ve anlamsız bir hayal kırıklığı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder