24.08.2009

Limon Çiçekleri

2009 senesinin Türk müziği için çok verimli geçtiğini düşünüyorum. Bunun en önemli nedenlerinden biri de Mustafa Çeçeli’nin şarkıcı olarak ortaya çıkışıdır. ‘Unutamam’ adlı şarkıyı Enbe Orkestrası’yla seslendirerek başlayan yorumculuk kariyerine Aşkın Nur Yengi’nin ‘Karanfil’ şarkısının başarılı bir yorumuyla devam eden Çeçeli, bu aralar ‘Limon Çiçekleri’ şarkısıyla başarısına kaldığı yerden devam ediyor.


Her ne kadar çevremdeki herkese beğendirmeyi başaramasam da, ben bu şarkıyı çok sevdim. Genelde şarkıların en önemli / can alıcı kısımları nakaratlarıdır. Kaba bir formülasyonla şarkıları A, B ve C diye üç parçaya ayırırsak (C nakarat), bu şarkının asıl etkileyici ve benim beğenimi kazanan kısmı B bölümü. Kısmın sözleri şu şekilde:

Havalansa yine zil çalan eteklerin
Gelip otursa gözlerime gözbebeklerin
Öperken içsem ağzının çiçek balını
Günahını boynuma seni koynuma alsam
Hem zehrim hem şehrim limon çiçeklerim olsan
Ben görmedim böyle alımı çalımı

İddiasız sözleri olan şarkıları çok seviyorum. Çok fazla afili kelimeye, ağır sözlere ihtiyaç duymadan, edebi sanatları daha yalın şekilde yapan şarkılardan biri ‘Limon Çiçekleri’. Müziği bir Arap şarkısından olan eserin Türkçe sözleri ise Sermiyan Midyat'a ait.

16.08.2009

Serdar Ortaç - Billie Jean

Geçenlerde İbo Show’un konukları Atiye ve Serdar Ortaç’tı. Serdar Bey programın bir esnasında Atiye’yle birlikte merhum Michael Jackson’ın Billie Jean şarkısını söyledi. Bilenler bilir, Serdar Ortaç’ı çok ama çok (!) severim, dolayısıyla bu konuda benim bir yorum yapmam objektif olmaz. Siz önce videoyu bir izleyin:


Şimdi de bu konuda EkşiSözlük’te yayımlanan yorumlara bir bakalım:

fatih terim'in ingilizce konuşmasından sonra insan ırkının başına gelen en kötü şey... bu olayın bilimkurgu programı ibo show'da gerçekleşmesi ise durumu daha da korkutucu hale getiriyor...
forrestgump

tüm yurtta ve elçiliklerde büyük bir elemle karşılanmış, son derece talihsiz ve acı verici bir olaydır.bir olaydır. dümçikaçikaçuk nidalarını duymuş olan insanlar kitleler halinde canlarına kıymakta ve hatta kendilerini intihar etmektedirler.
offred

şarkının sözlerini tam tutturamadığına dair eleştirilere kahramanımız, "ingilizcede topu topu 7 kelime var, kaç ayrı cümle kurulabilir ki?" diye cevap vermiştir.
b612

michael jackson'ın gerçekten ölüp ölmediğini anlamak için kurulmuş bir tuzaktır. ama tabi maykıl cahil mi, yemez bu numaraları.
gelaek

olmamış. ibo'da olaya dahil olup şappieea şappieeaaa diye höykürseymiş belki.
marpione

tarihin en kısa metrajlı korku filmidir...
buzlucay

ibo show programlarını 10'ar dakikalık partlar halinde, (toplam 19 tane olmak üzere) youtube'a yükleyen insanların varlığından haberdar olmamı sağlayan olay. kim lan bu insanlar? (yemekteyiz'i falan da yüklemişler. neden yani? kaçırıp üzülenler mi var, anlamadım ki.)
nevrotik pollyanna

hani ailenizden, arkadaslarinizdan biri sacma sapan seyler yapar da siz utanirsiniz ya onlarin yerine, o sekilde utanarak izledim. ayrica ilk basta - who will dance on the floor in the round - kismini, " e mi yavrum e mi kizim e mi cocugum " mimikleri ile soylemesi daha da komikti. ama gulemedim..
agunsfan

dikkatli dinlenirse serdar ortaç, şarkının bir yerinde ''çıktım incir ağacına yedim hamını mamını '' diyor. kulak vermek gerek.
bermod

maç esnasında sahaya bir taraftar girerse, oyun durur ve polis sahaya giren adamı yakalamaya çalışırken, kenarda olayı seyreden futbolcuların yüzünde bir şaşkın belirti olur. bu saçma gösterinin bir an önce bitmesini beklerler. serdar ortaç billie jean'i söylerken ben de o şaşkın futbolculardan biri oldum bir an.
mgdr

şarkının yer aldığı albumun yapım şirketi epic records'dan "şimdi yaraları sarma zamanı. bir daha böyle bir şeyin yaşanmaması için gerekli tedbirleri alıyoruz. ama bununla yaşamayı öğrenmemiz gerek... " şeklinde açıklama beklediğimiz olaydır
halimoyle

cahil cesaretinin son örneği...
dianwei

Son yorum zaten benim kendi yorumum, dolayısıyla söyleyecek daha fazla bir şey bulamıyorum. Allah herkese akıl fikir versin diyor, bu videoyu izleyenlere / dinleyenlere de yaşadıkları travmadan dolayı geçmiş olsun diyorum.

10.08.2009

Altyapı mı..?

Hayatımıza giren yeni servis, teknoloji, kanun ve hizmetler, etiket ve tanıtım olarak o kadar albenili sunuluyor ki, bu yeniliklerin gelişim sürecindeki boşluklar ve hazırlıksız ve plansız yapılanmanın sonuçlarını ancak yenilikler yürürlülüğe girdikten sonra fark ediyoruz. Elbette o zaman da düzeltilmesi beklenilen ve var olan haliyle yetersiz olan bir hizmetler sürüsü ortaya çıkıyor, biz de el mahkum, bize sunulan seçenekler en fazla bu kadar olduğu için, onları kullanmak durumunda kalıyoruz.

Bu yeniliklerden ilki büyük umutlarla ulaşıma başlayan Metrobüs servisi. Milyon avrolar harcanılarak alınan metrobüslerden her ay en az birinin bozulması ise altyapısız hizmet sunmanın trajikomik sonuçlarından biri. Buna benzer bir durum da sigara yasağı kanununda söz konusu. Kanun çıktı çıkmasına ama, o kadar belirsiz bir şekilde çıktı ki, kimse hangi mekanın neresinde sigara içilebilir, neresinde içilemez tam olarak bilinmiyor. Üstelik sigara içmek isteyen insanlara herhangi bir alternatif de sunulmadığı için, bu insanlar sigarayı kapı önleri, bina girişleri ve sokaklarda içmek durumunda kalıyor. Ben kendim sigara içmeyen bir insan olarak, kanunu her ne kadar desteklesem de, bu şekilde belirsiz ve yarım yamalak uygulanması ne hoşuma gidiyor, ne de içime siniyor.

Bahsettiğim yeniliklerden en sonuncusu ise tüm operatörlerin aylardır yoğun bir şekilde reklamını yaptığı 3G teknolojisi. Temel olarak daha hızlı bilgi erişimi ve aktarımını içeren bu teknoloji, öncelikle çok yanıltıcı bir şekilde reklamlandırıldı. Birçok reklamda görüntülü konuşma yapanlara baktığımızda, iki tarafın da birbirlerini çok kaliteli ve net görüntülerle izlediği gösteriliyor. Oysa ki gerçek hiç öyle değil, bir kere reklamlardaki kadar kaliteli görüntülü iletişim sunan herhangi bir telefon yok. Tam tersine çoğu telefonda görüntülü görüşme yaparken VGA kameralar kullanıldığı için pikselleri sayılabilecek derecede düşük çözünürlükte görüntüler ortaya çıkıyor, dolayısıyla bu hizmet, en azından şu an için, büyük bir hayal kırıklığı olmaktan öteye gidemiyor. 3G hızında internete bağlanmak ise başlı başına bir mesele, bunun sebebi ise 3G teknolojisinin birçok yerde sinyal gücü yeterli olmadığı için çekmemesi. Bu durumun sonucunda da düşük sinyal gücüyle 3G bağlanmak, daha önceki teknoloji olan EDGE ile bağlanmaktan daha uzun sürebiliyor. MobilTV servisi ise genellikle düzgün bir şekilde çalışmasına rağmen kanallara her zaman bağlanılamaması ve de kanal sayısı azlığı gibi sorunları var.

Bu kadar sonuç odaklı bir toplum ve sistemde bahsettiğim bu durumların yaşanması aslında çok doğal. Yine de insan bazen, belki bu sefer bir şeyler daha doğru yapılır ümidiyle yeniliklere kucak açmak istiyor. Sonuçta ise genellikle hiçbir yenilik olmuyor, büyük ve anlamsız bir hayal kırıklığı.

3.08.2009

Adrenalin

Önceki yazılarımda bu yaz çıkan başarılı şarkılardan bahsetmiştim, bunlardan biri olarak da Akın’ın Adrenalin şarkısını söylemiştim. Bildiğiniz gibi Akın çok uzun yıllardan beri bu işi yapan bir şarkıcı, ilk albümünü 1995 yılında çıkarmıştı (Açık Saçık Kaçık adlı çıkış şarkısıyla), daha sonra da Rebeka ve Kız Milleti şarkılarıyla başarısını devam ettirdi. Bir süre suskunluktan sonra da Adrenalin şarkısıyla 2009’da iyi bir geri dönüş yaptı.

Bu yazıda bahsetmek istediğim konu ise Adrenalin şarkısının klibi. Klibin yönetmenliğini Hakan Yonat yapmış. Kendisi birçok klip ve reklam yönetmiş olan ünlü bir yönetmen, ancak benim onu ilk tanıdığım klip Özlem Tekin’in Biri Var şarkısına çektiği klipti.


Ozlem Tekin - Biri Var

Bu klip 2002 senesinde çekilmişti ve o zamanlar izlediğimde klibin değişik görselleri ve sahnelerine hayran kalmıştım. Klibi tekrar izleyince görüyorum ki hala beğeniyle izlenilebilecek bir klip.

Elbette Hakan Yonat daha sonra birçok klip çekti, bunlardan biri de Yalın’ın Kalamadım şarkısına çektiği klip oldu.


Yalın - Kalamadım ( Official Music Video )

Çok uzatmadan bahsettiğim asıl klibe gelirsek, onu da buradan izleyebilirsiniz:


Akin - Adrenalin (2009) by Aluxton

Bence klip harika olmuş. Evet belki dans eden az giyinik kızlar veya sözlerin arka planda gözükmesi gibi 10 klipten 9’unda kullanılan öğeler var ama klibin akışı, efektler ve özellikle Akın’ın hareketlerinin kesik kesik sahnelenmesi çok güzel olmuş. Vurunca önce dalgalanıp sonra patlayan su dolu siyah balonları da çok beğendim. Kollarını açınca çıkan kanatlar da küçük bir detay ama benim hoşuma gitti. Yalnız az giyinen bayanların değişik renklerdeki tül elbiselerle bale tarzı hareketler yaptığı sahneler ‘Hepsi - Üç Kalp’ klibini çok anımsattı bana, bir özenme var demiyorum ama hatırı sayılır bir benzerlik var sanki. Bir de bahsettiğim kesik hareketlerde bayağı karizmatik gözüken Akın’ın klibin sonlarında göbek atıp kıvırması bence pek hoş durmamış, sanki pek yakışmamış ve iğreti durmuş (ama çok hayati bir konu değil).

Sözün özü, klibi şarkısından güzel olan eserlerden biri Akın - Adrenalin. Burada da yönetmen Hakan Yonat’ı kutlamak lazım, usta işi bir prodüksiyon ortaya çıkarmış.