22.03.2009

İstek şarkı

Hayat bazen insanın karşısına çok hoş tesadüflerle çıkabiliyor. Bu tesadüfler her ne kadar küçücük, minicik, hatta gıllicik (Dilber Hala terminolojisi) olsa da, insanı bir yandan şaşırtırken bir yandan da mutlu ediyor. Elbette bu mutluluk kocaman boyutlarda değil, çok kalıcı da değil, ama insana yaşamın neden güzel olduğunu hatırlatacak derecede kafi.

absen'in askere gidişinin yaklaşması sebebiyle yapılan bir nevi uğurlama gecesinde, kendisi kemanıyla, CanBey de gitarıyla güzel ezgiler çalmaya başlarken, ben de kendilerine o gün çok da güzel olmayan sesimle eşlik etmeye çalıştım. Neyse ki onların sazları kadar sesleri de güzel de benimki arada vokal olarak saklanabildi. Bu güzel müzik gösterisine AycA harikulade sesiyle (bu konuda ciddiyim, hem sesi hem de yorumu çok güzel kendisinin, kesinlikle üstüne gitmeli bu yeteneğinin) sarper de muhteşem dans figürleriyle (bu konuda ciddi değilim) ayrı bir renk ve tat kattılar. Bostana adlı küçük ve nezih mekanda gerçekleştirilen bu performans sırasında, mekan sahiplerinden de bir istek şarkı geldi.

Olayın tesadüf kısmı da burada ortaya çıktı. Bir önceki yazımda Ezginin Günlüğü’nün Dut Ağacı şarkısından bahsetmiştim. Ben kendim çok yeni dinlediğim için şarkıya henüz hakim değildim, keza absen de, ve CanBey de şaşırtıcı bir şekilde şarkıdan bihaberdi (kendisi normalde her şarkıyı bilir). Mekan sahipleri de istek şarkı olarak Dut Ağacı’nı çalmamızı isteyince, kendilerinden bizleri mazur görmelerini isteyerek çalamadık. Ancak yine de iki gün önce keşfettiğimiz bir şarkının hemen akabinde istek parça olarak gelmesi benim çok hoşuma gitti (Dut Ağacı şarkısını Nazende’den daha çok seven başkaları da varmış, değil mi Ay Kadını :).

Şarkılarda sesimi tükettikten sonra kalanını sohbetle harcamaya karar verdiğimde, emre bana, üçlü bir müzik grubu olarak çok başarılı olduğumuzu ve bir yerlerde çalıp söylüyor olsaydık kesinlikle gelmek isteyeceğini belirtti. Bu yoruma sevindim aslında ama biraz da üzüldüm aynı zamanda. Birlikte müzik yaptığım bu iki insanla, sesimiz ve sazımız kadar ruhlarımız da muazzam bir ahenk içinde, ve kendileriyle birlikte söylemek beni hem çok mutlu ediyor, hem de birbirimizi anlayabildiğimiz için çok güzel vakit geçiriyoruz. Ancak isterdim ki yaptığımız müzik, arkadaş ortamlarında icra edilmekle sınırlı kalmasın, güzel bir şey yapıyorsak, bunu herkes dinlesin. Elbette gerçek hayatın kendi telaşları içinde bu dileği gerçekleştirmek çok da mümkün olmayabilir, ama seneler sonra “bak biz bir zamanlar çok iyi müzik yapıyorduk, bir yerlerde çıksaydık dağıtırdık ortalığı” diye kendimizi avutmak yerine, bunu şimdiden deneyip, başarı veya başarısızlığı zamanında yaşamamızı tercih ederdim. Umarım kısmet olur da seneler geçmeden o günleri de görürüz.

1 yorum:

  1. istek şarkı geldiğiğnde ben de bir garip hissettim gerçekten.. güzel bir geceydi..:)

    YanıtlaSil